28 Aralık 2011 Çarşamba
Beyoğlu'nda Emek derken Majik de gitti
Türkiye haftalardır Emek Sineması’nın yıkılmasını tartışırken İstanbul 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan sessiz sedasız yeni bir proje daha geçti. 1914 yılında, kentte sinema salonu olarak inşa edilen ilk bina olan Majik ile arkasındaki Maksim Gazinosu yıkılıp birleştirilerek otel ve ticaret merkezi yapılacakmış. Bunun üzerine sinema eleştirmen ve tarihçilerinden olduğu gibi mimarlar odasından da tepki geldi. Altından geçen metroyu etkileyeceğini söylüyorlar raporda.
27 Aralık 2011 Salı
Biscolata reklamı ve Fransa boykotu
Şu son zamanlarda daha doğrusu Fransa'nın Ermeni soykırımını kabul edişinden bu yana dikkatimi çeken bir şeyden bahsetmek istiyorum. Tamam Fransa soykırımı kabul ederek her şeyden önce demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü kısıtladı bütün okları üstüne çekti bizde boykot etmeye karar verdik Fransa'yı. Boykotu ne kadar başaracağız, kimler chanel'lerinden kimler louis vuitton'larından vazgeçebilecek orası tartışılır ben bilemem ama Biscolata reklamında ki üç erkekten birinin Fransız olmasından dolayı reklamdaki erkek sayısının ikiye düşmesi dikkatimi çekti. Dahası Biscolata Şölen'e ait Türk malı. Boykot edeceğiz diye kendi kendimizi cezalandırmak değildir de nedir? Tavşan dağa küsmüş dağın haber olmamış atasözümüz durumu özetler heralde...
26 Aralık 2011 Pazartesi
EMEK
Gecen cumartesi Taksim'de Emek Sinemasının önünde eylem yapıldı. 'Emek'i yıktırmayacağız' diye. Bende o eylemdeydim ve oradaki insanları gözlemleme şansım oldu. Genci,yaşlısı binlerce kişi Emek için bir araya geldi ve seslerini duyurmaya çalıştılar. Ne için? Bizim olanı yaşlısından gencine herkesin içinde bir anısının bulunduğu veya bulunmasını istediği bir tarihin yıkılmasını istemedikleri için. peki niçin yıkılacak? yıkılıp da ne yapılacak? AVM! İşte sözde büyüklerimiz Taksim'in değerlerini bir bir yıkıp yerlerine -bizler için!- AVM yapacaklar. Taksim'in o kendine has dokusunu bunun için bozacaklar. Beni en şaşırtan,sonradan duyduğum Beyoğlu belediye başkanı Misbah Demircan yaptığı açıklamada ' salonun içindeki önemli bölümler söküldü,saklanıyor' açıklamasıydı. Üstelik yine aynı belediye başkanı başka bir açıklamasında Emek'i yıkmayacaklarını söylüyor. Hukuki süreç devam ederken, daha yıkım kararı çıkmamışken nasıl olur da içten çalışmalara başlanır. bu yıkım değilde nedir? Bugün Emek için bir şeyler yapmazsak yarın başka güzelliklerimizi Taksim'i veya başka bir semti anlamlı kılan değerlerimizi de kaybedeceğiz. Bunun bilincine varmalı ve hep birlikte hareket etmeliyiz.
20 Aralık 2011 Salı
Dedemin İnsanları..
Bir kaç gün önce geç de olsa gittim Dedemin İnsanları'na. bir kere Çağan Irmak filmi olması benim için yeterli bir sebep izlemem için. Babam ve Oğlum, Prensesin Uykusu ve şimdi de Dedemin İnsanları... Film her şeyden önce bir ilk olma özelliği taşıyor. Ülkemizin bir gerçeği olan mübadele dönemini konu alıyor film. Neredeyse 2012 yılına girerken mübadele döneminin ilk defa bir filme konu olması da durup bir düşünmesine sebep oluyor insanın. bu kadar zaman neden hiçbir şey yapılmadı? diye düşünmeden alamıyorum kendimi. Filmde konu o kadar güzel anlatılmış ki öteki olma,ötekileştirme ancak bu kadar güzel anlatılırdı. Tabii filmde duygu fazlasıyla veriliyor. Bu da bir Çağan Irmak klasiği. Söylemek istediğim böyle filmleri ülkemizde ne yazık ki çok fazla göremiyoruz,görmüşken de kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum herkese iyi seyirler.
'Ne olursan ol yine gel' Mevlana'nın sözü değil mi?
Yazar Sinan Yağmur 'Aşkın gözyaşları' adlı bir kitap yazmış ve Akdeniz Üniversitesi Türkçe Topluluğunun daveti üzerine konferans vermeye gitmiş. Buraya kadar çok olağan bir durum ama benim bu haberde ilgimi çeken konferansta söylediği 'Ne olursan ol yine gel' sözünün Mevlana'ya ait olmadığını söylemesi. Sinan Yağmur'a göre; Mevlana'nın hiçbir eserinde böyle bir cümle geçmiyor ve bu sadece Mevlevilik düşüncesine yakıştırılan bir sözdür. Bunun doğruluğunu ve yanlışlığını yargılamak tabii ki bana düşmez ama bence Sinan Yağmur'un bu sözleri ilgili uzman kişiler tarafından çok tartışılacağa ve iki kutup oluşturucağa benziyor.
18 Aralık 2011 Pazar
ZENNE
Zenne filmini ilk hakkında çıkan polemiklerle duydum. Bir çok haber çıktı film hakkında. Merak edip araştırdım. Aslında ne kadar da ülkemizin gerçeğini gözümüze gözümüze sokan bir film. Filmde eş cinsel bir gencin babası tarafından sadece eş cinsel olduğu için öldürüldüğü anlatılıyor. Film konusunu gerçek bir hikayeden almış. Tabii ardından da polemikler çıkmış doğal olarak. Altın Portakal Film Festivalinden de 5 ödül birden almış ama Malatya Film Festivalinden de bürokratik engeller çıkarılmış filmin önüne. Sonuç olarak ne olursa olsun bence böyle filmlerin çekilmeye,gösterilmeye başlanması atılacak olan adımlarında önünü açacak veya hızlandıracak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)