15 Ocak 2012 Pazar

Beyoğlu'nun tadı kaçıyor

Emek Sineması'yla gündeme gelen AVM projesinin hayata geçmesiyle 1944’ten beri Cercle D’orient'da hizmet veren İnci Pastanesi de kapanacak.
Daha çok Emek Sineması’yla gündeme gelen ancak Beyoğlu’nun tarihi yapıları Cercle D’orient (Serkildoryan),İsketinj Apartmanı,Melek Apartmanıİpekve Rüya Sineması’nı kapsayan restorasyon projesiyle ilgili tartışmalar 2012’yi de meşgul edeceğe benziyor. 

Mülkiyeti Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ait olan bina grubunun restorasyonu gerçekte 1993’ten beri konuşuluyordu. Tartışmaları hızlandıran gelişme ise İstanbul 9. İdare Mahkemesi 12 Mayıs 2010’ta “uygulanması halinde telafisi güç ya da imkansız zarar doğuracak nitelikte olduğu” gerekçesiyle durdurduğu restorasyon projesini, bilirkişi raporunu gerekçe göstererek 1 Aralık’ta bozmasıydı.

Uzun süredir sessiz kalan proje sahipleri de yavaş yavaş fikirlerini beyan etmeye ve projeye getirilen eleştirileri cevaplamaya başladı. Ancak cevaplar, Emek Sineması ve diğer yapıları kapsayan proje için dile getirilen endişelere yanıt vermekten uzak görünüyor. 

Örneğin, projeyj yüklenen Kamer İnşaat’ın ortaklarından Levent Eyüboğlu, kamuoyunun tepkisini dikkate alarak projeye talip olan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) başkanı Bülent Eczacıbaşı’na yönelik şunu söylüyor: “İlk yapacağımız iş, projemizi Bülent Bey’e de anlatmak olacak. Anlatalım, o da bir rahatlasın diye düşünüyoruz.”  (Radikal, 12 Ocak 2012)

Eyüboğlu, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda ise bu ana kadar konuşmamış olmalarını “konunun yargıda olmasına” bağlıyor. Yine Eczacıbaşı’na yönelik “Şimdiye dek Beyoğlu’nda yapılan en korumacı projeyi yaptığımızı anlayınca kendisi de bizi destekleyecektir. Açıklamasını da bir işadamı olarak bilgi eksikliğinden yapılmış bir açıklama olarak görüyorum. Zaten öbür türlü etik değil. Bütün izinleri aldık. Durum, önerdikleri gibi 6 ay bekleyelim, ondan sonra proje üretiriz diyecek bir noktada değil. Bu projeyi daha fazla bekletirsek bir-iki sene sonra yıkıntılar üzerinde hep beraber ‘Emek yıkılmasın’ deriz.” (Cumhuriyet, 10 Ocak 2012)

Levent Eyüboğlu aynı röportajda artık tartışılacak bir durum olmadığını, ürettikleri projenin bilimsel, kültürel, tarihi altyapısını oluşturduklarını ve onay da aldıklarını söylüyor. Bu noktadan sonra tartışılacak tek şeyin işletmeyle ilgili olacağını, buna açık olduklarını söylüyor. 

Hukuki süreç tamamlanmış değil.  Ancak Kamer İnşaat, inşaat ruhsatı için başvurmaya hazırlanıyor. Eyüboğlu’na göre inşaat 4 ile 9 ay arasında başlayabilir. 

HaberVs, kamerasını, söz konusu projenin hayata geçmesiyle birlikte İstanbul ve Beyoğlu’nun yitireceği bir başka değerine, 1944’ten bugüne Cercle D’orient binasında hizmet veren İnci Pastanesi’ne çevirdi. 
 habervesaire

14 Ocak 2012 Cumartesi

Muhafazakâr kesimin davranış bilimleri uzmanı Sema Maraşlı'nın ilginç sözleri !


 Eskiden “azılı bir feminist” olduğunu belirten Maraşlı, artık kendini “antifeminist” olarak tanımlıyor ve “Erkekle kadın doğuştan farklı yaratılmıştır. Allah kadınları şefkatli ve teslimiyetçi yaratmıştır. Erkekleri ise güç, iddia ve başarı üzerine yaratmıştır. Allah dışında kâinatta her şey zıtlığı ile var. Beyaz-siyah, yer-gök gibi, kadın-erkek de bu zıtlıkla yaratılmıştır. Bizim bu zıtlığı bozmamamız gerekir” diye konuşmuş. Birde internet sitesi üzerinden “evlilik okulu” dersleri de veren Maraşlı’nın kadınlara ve erkeklere tavsiyelerinden bazıları söyle: Kadın haklarını unutun. Kadın ve erkek insan olarak eşittir, fakat hak ve görevlerde eşit olamazlar.

“Sen de erkeğin yaptığı her şeyi yapabilirsin” diye verilen gazla kadınlar lüzumsuz yere havalandılar. Fakat kanatla değil, gazla uçunca yere çakılmak da uzun sürmüyor.
Kadın gibi kadın ol. Kadınlar erkek gibi davranmaya başladı. Dışı kadın, içi erkek. Kadının fıtratında bulunan cilve, işve, sezgi, kurnazlık gibi kadınsı davranışlar, günümüzde okumuş ve çokbilmiş pek çok kadın tarafından bayağı ve basit bulunmakta. Oysa kadın, kadın gibi davranmadığında erkek de nasıl davranacağını şaşırıyor.
Eşine saygılı davran. Eşini değiştirmeye çalışma, kendin değiş. 
Bu sözleri söyleyen isminin başında davranış bilimleri uzmanı yazan bir kadın! Bu kadın internet üzerinden 'evlilik okulu' dersleri veriyormuş. Eğitilmemiş ve yararlı bir şeyler öğrenmeye bunları daha iyi daha sağlıklı bir aileye sahip olmak için uygulamak isteyen birçok kadın olduğunu düşünüyorum. Bu kadınlar doğal olarak en kolay ve en ucuz yol olan interneti tercih edeceklerdir. peki doğrusu bu mudur? Kadınlarımızın kendini eğitmesini ve geliştirmesini engelleyecek zihniyetlere kavuşturmak,onların yetiştireceği kız çocuklarına bunları aşılamasına sebep olmayacak mı?


7 Ocak 2012 Cumartesi

Basın özgürlüğünün geldiği nokta!

Ahmet Şık gazeteci,yazar,hocamız... Bütün bu sıfatları alabilir ama terör örgütüne yardım etmek! işte bu sıfatı alamaz. Gerçekleri iktidarın hoşuna gitmeyecek kadar açık ve net bir şekilde söylemekse eğer terör örgütüne yardım etmek belki o zaman suçlamayı kabul eder Ahmet Şık.Ülkemiz öyle bir dönemden geçiyor ki iyi olan haksızın,doğrunun yanında olan işini hakkıyla yapan yani 'ülkenin böyle adamlara ihtiyacı var' dediğimiz insanlar bir bir alınıyor elimizden. Kimisi işinden kovuluyor - Ece Temelkuran gibi- kimisi içi doldurulamamış sebeplerle içeri alınıyor Ahmet Şık gibi... Geçenlerde Ahmet hocamızın odatv davasında yaptığı savunmasını okuma şansım oldu. O kadar açıklayıcı,net bir şekilde savunmuş ki kendini işte gerçek gazeteci bu dedim kendi kendime ve heyecanla tahliyesini beklerken 'adaletimiz' yine yanıltmadı bizi. Bir sözü vardı ahmet hocamızın beni etkileyen: 'gördüğünüz gibi kitapla gelmedim patlar matlar diye.' Basın özgürlüğünün,insanın haber alma gibi temel haklarından birinin nasıl kısıtlandığını bundan iyi anlatacak bir söz yoktur heralde. İşte geldiğimiz nokta bu...