İbrahim Can, Türkiye’de işlenen ilk gay namus cinayeti olan Ahmet Yıldız'ın nişanlısı. Kendisi bu olaydan en çok etkilenen insanlardan bir
tanesi. Röportajı İbrahim Bey’in Almanya’da olması dolayısıyla Skype üzerinden
gerçekleştirdik. İbrahim Bey ile Ahmet,LGBTT bireyler hakkında güzel bir
röportaj gerçekleştirdik.
·
Ahmet
Yıldız öldürüldüğünden bu yana neler
yaptınız?
Ahmet Yıldız öldürüldüğünden beri benim mücadelem başladı.
Ahmet cinsel kimliğinden dolayı öldürüldü bu yüzden onun hakkının ve hukukunun
savunulması gerekiyordu. Öldürüldüğü gecede ben yanında olduğum için basına tüm
olayları ben anlatmış oldum. O günden beri de Ahmet’in hakkının aranması için
elimden gelen herşeyi yaptım. Basına bildirdim,avukat tutulması gerekiyorsa
onunla ben ilgilendim. Yaralanan bir bayan vardı. Onun ikna edilip olaya
müdahil olması gerekiyordu çünkü biliyorsunuz ben Ahmet ile nişanlıydım ama
nişanlı olmama rağmen mahkeme benim olaya müdahil olmama müsaade etmiyordu.
Olayda zarar gören insanlar mahkemeye müdahil olabiliyordu. Bunlardan en
önemlisi olayda yaralanan,olayla hiçbir bağlantısı olmayan, tesadüf eseri orada
olan bir bayan vardı onu ikna ettim.
·
Bayanın
yaralanma olayı nasıl oldu?
Ahmet Yıldız evinin önüne arabasını park etti. Park ettiği
yerde tam kahvenin önüydü. Ahmet’e atılan kurşunlardan bir tanesi ona isabet
ediyor.
·
Siz ikna
etmeseydiniz bayan olaya müdahil olmayacak mıydı?
Bayan olaya müdahil olmaya niyetliydi. Yaralandıktan sonra
hastaneye kaldırılıyor ve 10-11 gün hastanede yatıyor. Daha sonra savcılığa
gidiyor şikayet dilekçesinde bulunmak için fakat savcılık ve cinayet masası
bayanı ikna etmeye çalışıyor. ‘Hayır siz hiç bununla uğraşmayın,böyle pis
işlere hiç girmeyin’ diye ikna etmeye çalışıyorlar. Bayan ‘hayır ben
şikayetçiyim.’ diyor ve o şekilde şikayetçi oluyor.
·
Davada
son durum ne?
Dava bir trajikomedi şeklinde ilerliyor. 10. duruşma görüldü
ve sanki duruşmanın devam etmemesi,davanın görülmemesi için herşey yapılıyor.
Okadar ağır işliyorki herşey, davayı erteliyorlar. Ahmetin babası için çıkartılacak
olan arama emri gönderildi sonra mahkeme tarafından yanlış yapmışız denilip
geri alındı. 4 ay sürdü arama emrinin çıkması.
·
Peki
bunlar için hiçbir gerekçe göstermediler mi?
Hayır. Zaten baktık ki bu dava uzun süre sonuçlanmayacak Uluslararası
Af Örgütü ile uluslararası platforma taşıyacağız bu davayı.
·
Türkiye’de
ki medyanın eşcinsellere yaklaşımı nasıl?
Yeni şafak, Yeni Akit gibi muhafazakar kesim gazeteleri
zaten homofobik. Beni şaşırtan büyük gazetelerde de zaman zaman homofobik
yazılar görüyorum.
·
Ana akım
medya da hükümete yakın olma kaygısı var çünkü
Evet aynen dediğiniz gibi. Homofobik başlıklar görebiliyorum
çoğu zaman.
·
Almanyada
eşcinsellere bakış nasıl?
Almanya’da LGBT kabul
edilmiş durumda. Yasal olarak birlikte yaşama hakkımız var. Yakın zamanda evlilik
hakkıda verilecek tabii bir Hollanda, İspanya,İngiltere kadar değiliz ama
verilecek bu haklarla Almanya’da o düzeye çıkacak.
·
Almanya’da
Türkiye’deki bu sorunları dile getiriyor musunuz? Oradaki yaklaşım nasıl Türkiye’de olanlara?
Evet burada da sık sık röportajlar veriyorum televizyon
programlarına katılıyorum. Bütün yaşananları olduğu gibi anlatıyorum. Türk
hükümetinin bizi korumadığından Ahmet’in ihmalsizlik yüzünden öldüğünü
söylüyorum. Daha sonra o videoları
youtube’a yüklüyorum zaman zaman tehdit mesajları da alıyorum.
·
Ne gibi
mesajlar bunlar?
Benim söylediğim bir söz var. ‘ellamdüllillah Müslümanım ve
gayim’ tabi buna belli kesimler tarafından
tepki geldi. ‘Sen nasıl hem Müslüman hem gay olabilirsin?’, ‘Müslümanlığı ağzına
alamazsın!’ gibi.
·
Gay olan
müslüman olamıyor muymuş?
Bende aynı şeyi söyledim. Buna kim karar veriyor. Allah beni
böyle yarattı. Allah ile arama kim girebilir? Siz bunu neye dayanarak
söylüyorsunuz? Hayır bir iletişim kuruyorlarda ben mi bilmiyorum. Evet ben Müslümanım
ve gayim.
·
BDP nin
yeni anayasa oluşum sürecinde ‘cinsel yönelim’ ve ‘cinsiyet kimliği’
ibarelerinin eklenmesi talebine MHP ve AKP nin tepkilerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
En çok LGBT bireyler de o çok konuşan kesimlerde var. Politikacılar
eşcinselliğin tabu olduğu zamanlarda Amerika’da ve Avrupa’da kendilerine
eşcinsellik ile ilgili sorulara homofobik cevaplar vererek deşifre oldular.
Aynı süreci Türkiye’de gözlemliyorum. Toplumun artık eşcinsel realitesiyle
yüzleşmesi gerekiyor. İnkarcı ve ikiyüzlü tavıra son vermesi gerekiyor. Bir
yandan eşcinsel gelin veya damat istemeyen ailelerin diğer yandan kendi
eşcinsel evlatlarını karşı cins ile evlenmeye çalıştırmalarını doğru
bulmuyorum. Her iki tarafta bu durumda mutsuz ve sağlıksız bir hayat yaşamak
zorunda bırakılıyorlar. Eşcinseller her yerde. LGBT yasal hak ve talepler
anayasada yer bulmalı. Bu bireyleri,toplumu,devleti,meclisi,hükümeti özgür
kılar.
·
Sizce
Türkiye de bu süreç nasıl işleyecek?
Şuan Türkiye’de yaşananları bizde Almanya’da 79 senesinde
yaşadık. Sokaklarda yürüdük,sesimizi çıkarmaya,hakkımızı aramaya başladık. Bize
de sokaklarda hakaretler,küfürler edildi. Türkiye’de şuan bunu yaşıyor.
Yürüyüşler yapıyor,sesini duyurmaya çalışıyor. Şuan mecliste cinsel yönelimin
konuşulması bile çok büyük bir adım.
·
Nefret
söylemi üzerine son zamanlarda çalışmalar gündeme gelmeye başladı. Özellikle
Hrant Dink Vakfının lgbt bireyleri de kapsayan çalışmaları var. İnceleme
fırsatınız oldu mu?
Hayır olmadı ama hemen not alıyorum en kısa zamanda
inceleyeceğim.
·
Üzerine
çok konuşuldu çok söz söylendi ama Zenne filmi ile ilgili söylemek istediğiniz
birşey var mı?
Evet bu konuda çok şey söyledim. Filmi izlemeden önce çok
sert bir açıklama yaptım filmin karakterleriyle Ahmet’in filmde yansıtılış
biçimi ile ilgili. Filmi izledikten sonra baktım ki açıklamam sert falan değil
daha sert açıklamayı hak eden bir film. Zenne karakteriyle Ahmet’in hiçbir
alakası yok. Ahmet o filmde Zenne karakterine yama yapılmış.
·
Ahmet’in
olayının daha büyük kitleler tarafından duyulmasında etkili olmadı mı film?
Ahmet’in öldürülmesi filmden önce oldu ve ben duyulması için
basını sürekli meşgul ediyordum zaten evet belki duymayanlarında duymasını
sağlamış olabilir ama ondan çok şöyle avantajları oldu. Ahmet sayesinden
filmlerinin tirajını yükselttiler,para kazandılar,ödüller aldılar. Ben Mehmet
Binay ve M. Caner Alper ikilisine cani diyorum. Ahmet’in ailesine gay olmasını
söylemesi için çok baskı yaptılar ve Ahmet de onlardan etkilenerek babasına gay
olduğunu söyledi.
·
Sizde
Ahmet için bir kitap yazmayı veya film cekmeyi düşünüyor musunuz?
Bir kitap yazmayı istiyorum. Bunun içinde notlar tutuyorum.
Roman yazmak istiyorum tabii ki gerçeği yansıtır şekilde olacak bu roman. Roman
yazmak farklı birşey biliyorsunuz ki notlarımı tuttum herşey hazır aslında ama
birinin bunu roman haline getirmesi gerekiyor. Sizin tanıdığınız bir yazar
varsa bana yardımcı olabilirsiniz.
Sevil Aktan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder